VEZİKOÜRETERAL REFLÜ (VUR)

VEZİKOÜRETERAL REFLÜ (VUR)

 

Vezikoüreteral reflü toplumun yaklaşık %1’inde görülen bir rahatsızlıktır. İdrar kesesinden böbreklere geriye doğru idrarın kaçması anlamına gelir. Bu rahatsızlık böbreklere yayılmış idrar yolu enfeksiyonu olasılığını artırarak böbrek hasarına neden olabilir. Böbrekler kendini yenileyemeyen organlar olduğu için hasarlar kalıcı olabilir ve gelişen enfeksiyonlarla o taraf böbreğin çalışmaz hale gelmesine neden olabilir. İleri dereceli ve tedavi edilmemiş hastalarda yüksek tansiyon, böbrek yetmezliği gibi hayatı tehlikeye atabilecek durumlar ortaya çıkabilir. Hastalık sonda takılarak çekilen filmlerle tanısı konup 1’den 5’e kadar derecelendirilir. Bir en hafif, 5 en ağır dereceli reflüyü gösterir. Reflü kendiliğinden iyileşme olasılığına sahip bir rahatsızlıktır. Düşük dereceli reflülerin kendiliğinden iyleşme olasılığı yüksek iken yüksek dereceli reflülerde bu oran oldukça düşüktür. Bu nedenle reflü tanısı konulduğunda hemen cerrahi işlem planlanmaz. Koruyucu antibiyotik tedavisi ile izlem başlangıç tedavisidir. Koruyucu antibiyotiğe rağmen enfeksiyon geçirilmesi başlıca cerrahi girişim nedenidir. Beş yaş üzerinde reflüsü geçmeyen kız çocuklarında da cerrahi tedavi önerilmektedir. 

Enjeksiyon tedavisi

Bu operasyon genel anestezi altında ameliyathanede gerçekleştirilir. İşlem için sistoskop adı verilen ince kameralı bir borucuktan oluşan endoskopik alet kullanılacaktır. Çocuğunuzun idrar yaptığı delikten bu endoskopik alet vasıtası ile girilecek ve kaçak olan taraf böbrekten gelen idrar kanalının idrar kesesine bağlandığı noktaya kaçağı engelleyecek şekilde idrar kanalı ağzını kabartmak için bir madde enjekte edilecektir.

Cerrahi tedavi

İşlem açık, laparoskopik (karın içinden karın duvarından açılan küçük deliklerden, kamera eşliğinde), vezikoskopik (mesaneye küçük delikler açılarak küçük aletlerle kamera eşliğinde) veya robotik olarak uygulanabilir. Geniş olan idrar kanalı mesaneye açıldığı yerden çıkarılarak, idrar kesesine tekrar kaçak olmayacak şekilde yerleştirilecektir. Eğer idrar kanalı çok genişledi ise mesaneye tekrar yerleştirmeden önce daraltma amaçlı işlem de yapılabilir. 

İşlem tahmini olarak enjeksiyonlarda 30-60 dakika cerahi tedavide 60-180 dakika sürecektir. Başarı oranı reflünün derecesine göre değişmektedir. Enjeksiyonu başarısı düşük dereceli reflülerde %90’ın üzerine çıkmakla birlikte yüksek dereceli reflülerde %60’a düşebilmektedir. Cerrahi tedavide ise başarı oranı % 98’dir.

Bu girişim sonrasında beklenen başarı, mesaneden böbreklere olan geri kaçışın ve dolayısıyla buna bağlı oluşabilecek komplikasyonların önüne geçilmesidir. Böbrekteki hasarın gerilemesi beklenmez, daha fazla ilerlememesi başarı olarak değerlendirilir.

Girişim yapılmayan hastalarda o taraf böbrekte hasarlanma, zaman içinde fonksiyon kaybı, enfeksiyon, taş oluşumu ve böbrek yetmezliği gibi durumlar ve hatta ilerleyen zamanlarda o böbreğin tamamen kaybına yol açabilir.

Bu rahatsızlığın kendiliğinden iyileşme ihtimali bulunduğu için ilk tedavi seçeneği koruyucu antibiyotik ile izlemdir. Koruyucu antibiyotik tedavisi altında iken enfeksiyon nedeni ile cerrahi kararı verilmiş olsa da koruyucu antibiyotik tedavisinin devamı da mümkündür. Ancak koruyucu antibiyotik kullanımı dirençli, daha zor tedavi edilen ve hasar bırakma olasılığı daha yüksek enfeksiyonlara neden olabilmektedir. Bu tip enfeksiyonlar tekrar ettiği sürece böbrek hasarında artış böbrek kaybına neden olabilir. Bir diğer tedavi alternatifi açık cerrahidir. Açık cerrahi tedavi başarısı düşük dereceli reflülerde benzer oranlarda olmakla birlikte yüksek dereceli reflülerde hafif yüksektir. Ancak ameliyat süresi, hastaneden yatış süresi, ameliyat sonrası ağrı, kolay uygulanabilirlik açısından dezavantajlıdır.