SAKROKOKSİGEAL TERATOM

SAKROKOKSİGEAL TERATOM

 

Sakrokoksigeal teratom kuyruk sokumundaki kemikten (koksiks kemiği) köken alan doğumsal bir tümördür. Yaklaşık 35.000 canlı doğumda bir görülür ve genellikle hamilelik sırasında yapılan ultrasonografide doğum öncesi saptanır. Bu tümörlerin izleme ve tedavisi pediatrik cerrahının yanı sıra yenidoğan hastalıkları uzmanı, pediatrik anestezist ve pediatrik onkolog tarafından yapılır. Tümörün çok büyük olduğu durumlarda tümör içinde dolaşıma katılan kan ve sıvı miktarı fazla olduğu için hastanın doğum öncesi genel durumu bozulabilir, hidrops fetalis (anne karnındaki bebekte aşırı ödem olması) gelişebilir, bu nedenle bebeğin hayatî riski vardır ve erken müdahale veya doğum gerekebilir. Bu tümörler iyi huylu, kötü huylu veya olgunlaşmamış hücrelerden oluşabilir. Bebek hamilelik döneminin sonunda normal doğması gereken haftada doğarsa yaşam şansı yüksektir. Tümör boyutları büyüdükçe bebeğin yaşam şansı azalır. Kitle boyutu 10 cm’den daha büyük saptanan bebeklerde hayati risk daha fazladır. Tümör kitlesinin içinde iyi ve kötü huylu hücrelerle olgunlaşmamış hücreler bir arada bulunabilir. Bebeğin yaşamı tehdit eden bulguları yoksa doğum normal zamanında veya normal zamana yakın gerçekleşir. Normal doğum veya sezaryen yapılabilir. Bu doğum doktorunun ve annenin kararına ve bebeğin durumuna bağlıdır. Doğum sırasında çocuk cerrahının bulunması ve hastayı ilk anda değerlendirmesi gerekir. Kitlenin büyüklüğü, üzerinde zedelenme olup olmadığı, kanama olup olmadığı önemlidir. Sakrokoksigeal teratomların dört tipi vardır: Tip I: Tamamen pelvis ve sakrum dışı yerleşimli tümördür, Tip II: Hemen hemen tamamen dışarıda yerleşimli tümördür, pelvis içine doğru çok az uzanım vardır, Tip III: Hemen hemen tamamen pelvis içine yerleşimli tümördür, dışarıdaki kısmı çok az görünür, Tip IV: Tamamen pelvis ve karın içinde yerleşmiş presakral yerleşimli tümördür. Bu tipleme yapılacak ameliyat yöntemi ve olası komplikasyonlar açısından oldukça önemlidir.

Bu operasyon genel anestezi altında, bir çocuk cerrahisi uzmanı tarafından ameliyathanede gerçekleştirilir. Doğar doğmaz bebeğin genel durumunu ve solunumunu kontrol altına aldıktan sonra kitle üzerine ıslak steril gazlı bezlerle pansuman yapılır. Çok büyük bir alan olduğu için buradan ısı kaybı fazladır. Öncelikle burundan takılarak mideye kadar uzatılan bir tüp ile (nazogastrik tüp) mide içerisinde biriken salgılar temizlenir. Bebeğe damardan sıvı tedavisi başlanarak kayıpları karşılanır. Serum verilmek üzere damar yolu açılır ve bebek ısıtılır. Ameliyata uygun duruma geldiğinde ameliyathanede genel anestezi altında bebek hazırlanır. Yüzüstü pozisyonda kitle steril solüsyonlarla silinir ve ameliyat sahası açıkta bırakılır. Amaç kitlede zedelenme olmadan kitleyi tüm olarak çıkarmak, kuyruk sokumundaki kemiği (koksiks) kitle ile çıkarmak, makatın etrafındaki kasları korumak ve normal pozisyonda makat (anüs) oluşturmak ve popo şekillendirmesini mümkün olduğu kadar normale yakın yapmaktır. Tümör sadece dışarı doğru büyüdüyse kitle üzerinden kesi ile çıkarılır, karın içine doğru da büyümüşse karın kesisi ve kitle üzerinden kesi yapılarak kitlenin tamamı çıkarılmalıdır. 

Operasyonun süresi tahmini olarak 2-6 saat arasında veya daha uzun süre olabilir. Başarı şansı ise hastanın yaşına, lokalizasyonuna, tümörün olgunluk derecesine ve kitle ile sakrum kemiğinin tamamen çıkartılıp çıkartılamamasına göre değişmekle birlikte, yaşam şansı erken evre tümörlerde %90’dır. Malignite (kötü huylu olma) olasılığı iki aydan küçük çocuklarda kızlarda %7, erkeklerde %10 civarındadır. 

Bu ameliyat sonrasında kötü huylu olma ve uzak organlara sıçrama olasılığı olan kitle çocuğunuzun vücudundan uzaklaştırılmış olacak ve yaşam süresini uzatacaktır. Bu tedavi yöntemi aynı zamanda, pelvis ve karın içi yerleşimli tümörlerin çevre organlara bası yaparak çocuğunuzun yaşam kalitesini ve hayati fonksiyonlarını bozmasını, daha çok vücut dışına doğru büyüme gösteren tümörlerin ise anormal görünüm ve yaşam kalitesini bozmasının önüne geçecektir.