PİLONİDAL SİNÜS (KIL DÖNMESİ)

PİLONİDAL SİNÜS (KIL DÖNMESİ)

 

Pilonidal sinüs halk arasında "kıl dönmesi" olarak bilinir. Sakral bölge denilen iki kalça oyuğunun hemen üstündeki bölgede bulunan ya da burada biriken ve vücudun değişik bölgelerinden gelebilen kılların burgu hareketi ile deri altına girerek burada kendine bir boşluk oluşturması ile meydana gelir. Bazen bu boşluk iltihaplanıp abse oluşturabilir, apse gelişirse şiddetli ağrı olur, bu abseler de bazen kendiliğinden dışa açılabilirler. Risk faktörleri arasında şişmanlık, aşırı kıllı olmak, bu bölgede aşırı basınç veya sürtünme olması ve hareketsiz olmak gibi durumlar vardır. Her yaşta görülebilir ancak en sık ergenlik çağında ve genç erişkinlerde görülür. Erkekler kızlarda daha fazla etkilenir. Önce arka kısımda ağrı hissedilir daha sonra bir şişlik fark edilebilir. Hastalık yaşamı tehdit eden bir risk yaratmasa da hastanın ve ailesinin yaşam kalitesinde ciddi olumsuz etki yapar. Pilonidal sinüs herhangi bir sorun yaratmıyorsa alanı temiz ve kılsız tutmak yeterlidir. Bunu sağlamak için alanın tıraş edilmesi gerekir. Ilık banyo ağrıyı ve iltihap dolu bir boşluk oluşmasını azaltabilir. Pilonidal sinüs iltihaplı ise alanın çevresinde kızarıklık, ağrı ve içi enfekte-iltihaplı (apse) şişlik gelişir. Böyle bir durumda antibiyotik ve ağrı kesicinin hemen başlanması uygundur. Apsenin üzerini açmak ve iltihabı boşaltmak gerekir. Pilonidal sinüs bulgu vermeye devam ediyorsa cerrahi zamanı gelmiş demektir.

Bu operasyon lokal, spinal veya genel anestezi altında, bir çocuk cerrahisi uzmanı tarafından ameliyathanede gerçekleştirilir. İşlem genellikle uygulama yapılacak bölgenin temizliği ile başlar. Bu işlem lokal, spinal veya genel anestezi altında yapılır. Pilonidal sinüsün cerrahi tedavisi birkaç yöntem ile yapılabilir.

a.         Pilonidal absenin tedavisi: Önce antibiyotik, ağrı kesiciler ve oturma banyoları ile apse yumuşatılır. Daha sonra apse lokal veya genel anestezi altında boşaltılır ve kıllar temizlenir. Bundan sonra ilaç tedavisine devam edilir, apsenin iki seçeneği vardır; ya tamamen iyileşir ya da kronikleşir. Kronikleşirse cerrahi tedavi seçeneklere geçilir. 

b.         Fenol uygulanması: En çok uygulanan konservatif yöntemdir, sinüs içine fenolün verilmesinden ibarettir. Fenol, asidik özelliği olan kimyasal bir ajandır. Antiseptik, anestezik ve potent sklerozan (dokuyu yapıştırıcı) özelliktedir. Oda sıcaklığında beyaz kristalize katı halde iken, daha yüksek sıcaklıklarda sıvı forma geçer. Pilonidal sinüs hastalığının tedavisinde fenol sıvı veya kristalize formlarda kullanılmaktadır. Bu yöntemde sinüs ağzı genişletilerek içerik temizlenir ve tüm kıllar bir klemple alınır. Daha sonra sağlıklı cilt korunarak 2-3 ml %80’lik fenol pilonidal sinüs içine verilir. Yöntemin amacı sinüs boşluğunun iç duvarını sklerozan madde olan fenol ile tahriş etmek ve granülasyon dokusu ile dolmasını, yani boşluğun duvarlarının birbirine yapışmasını sağlamaktır. Diğer tekniklerle yapılan operasyonların nüksünde de kullanılabilir. 

c.         Sinüs eksizyonu ve primer kapama: Pilonidal sinüs cebinin çıkarılmasını ve oluşan boşluğun primer kapatılmasını içerir. Çıkarılan pilonidal sinüs boşluğuna, bir adet kapalı emici dren konulabilir, cilt ve ciltaltı dokuları emilebilen ve emilemeyen dikişlerle kapatılır. Dikiş hattına, antibiyotik emdirilmiş pomatlı gazlı bez konulur ve pomatlı gazlı bezi yerinde tutacak şekilde emilmeyen dikişler bağlanır. Bu yöntemde, hastanın pansuman gereksinimi olmaz. Ameliyat sonrası, 10–12. günlerde sütürler alınır. İyileşme süresi genellikle 2 haftadır. Bu tekniğin iyileşme süresi kısalığı, sık pansuman gerektirmemesi avantajlarındandır.

d.          Limberg Flep Tekniği: Limberg flebi için tüm sinüs ağızları içinde kalmak şartıyla, kesi sınırları eşkenar dörtgen seklinde çizilir. Flep yapılacak tarafta eşkenar dörtgenin devamı şeklinde ve eşkenar dörtgenin kenarları ona eşit uzunlukta olacak şekilde işaretlenir. Flep eşkenar dörtgenin her iki lateralinde, üstte veya altta olabilir. Flep beslenmesi ve kozmetik açıdan düşünüldüğünde alttan döndürülen flepler, daha iyi sonuç vermektedir.

e.         LAZER tekniği: Çocuk cerrahisinde lazer tedavisi, kıl dönmesi, anal fistül ve hemoroid gibi anal bölgenin hastalıklarında uygun hastalar kullanılmaktadır. Kıl dönmesinde kapsülün içi temizlendikten sonra içerdeki kanal veya kanallar yüksek yakma ve kesme gücüne sahip Lazer ile yakılmaktadır.

Ameliyatın süresi normal şartlar altında 30-90 dakika arasında olup ameliyatın seyrine ve hasta faktörlerine bağlı olarak bu süre değişebilir. Başarı şansı ise hastadan hastaya değişmekle birlikte fenol uygulamasında %65, sinüs eksizyonu ve primer kapamada %78-99, Limberg flep tekniğinde ise yaklaşık %90-98’dir. 

İşlemden sonra makatta akıntı, şişlik, kızarıklık ve ağrı yapan apse lojunun ve pilonidal sinüs alanının ortadan kalkması ve hastalığın tekrarlamaması beklenmektedir. Ancak tedavi edilmeyen durumlarda, şikayetleriniz aynı şekilde devam edecektir. Tedavi edilmediği takdirde boşluk büyüyebilir. Bu büyüme sonucunda apseleşme ve apsenin değişik noktalardan cilde açılma durumu olabilir. Bu durumda acil cerrahi girişim gerekebilir. Ayrıca bu şekilde bir gecikme ileride yapılacak ameliyatta daha geniş bir doku çıkarılmasına ve ameliyat komplikasyonlarının oluşma sıklığının artmasına yol açabilir.

 Operasyonların alternatifi oturma banyosu, lokal ve sistemik antibiyotikler verilmesidir. Ancak bu medikal tedaviyle hastalığın kesin tedavi edilme şansı oldukça düşüktür. Ayrıca yukarıda anlatılan fenol uygulamasından başka, kavitenin koterizasyonu, gümüş nitrat, %80–90’lık alkol ve fibrin yapıştırıcı da bu amaçla kullanılabilir. Tanımlanmış çok sayıda cerrahi teknik vardır ancak bunların birbirleri üzerine belirgin bir üstünlüğü yoktur.