OVER (YUMURTALIK) KİSTLERİ

OVER (YUMURTALIK) KİSTLERİ

 

Bebeklerde, küçük çocuklarda ve ergenlerde over kitleleri overin büyümesidir (over; kızlarda yumurta depolayan ve yumurtaların salınımını sağlayan, dişi hormonlarını üreten organ). Bu kitleler kistik (içi sıvı dolu kese) veya tümörler (yumru) şeklinde olabilir. Tümörler iyi huylu ve kötü huylu şeklinde olabilir. Tek overde veya her ikisinde de tek olarak veya küme gibi çok sayıda görülebilir. Sekiz yaşından önce saptanan over kitlelerinin beşinden dördü (%90) iyi huyludur. Çocuklarda ve ergenlerde saptanan over kanserlerinin iyileşme oranları erişkinlerdekinden daha yüksektir.

Over kistleri içi sıvı dolu, genellikle iyi huylu (kanser olmayan), çoğunlukla yumurtlamadan sonra kendiliğinden gerileyen yumurtadan kaynaklanan keseciklerdir. Yenidoğan kız bebeklerde overde çok sayıda kist olabilir, bu kistler doğum öncesi yapılan ultrasonografide görülür. En büyüğü 5 cm’e kadar uzanan kistlerin çoğu herhangi bir problem yaratmaz. Ergenlik çağında kistler hormonların etkisiyle gelişir. Kistler çeşitli sorunlara neden olabilir; over torsiyonu büyüyen overin kendi etrafında dönerek kan dolaşımının şıkışması nedeniyle ortaya çıkar. Kan dolaşımı bir süre sonra durur ve overin kanlanması kesilir. Bu durumda önce hafif sonra şiddetli karın ağrısı olur, mide bulantısı ve kusma eklenir. Kistin patlaması ikinci önemli sorundur. Kist içindeki sıvı karın içine boşalır. Karın ağrısı başlar kist duvarından kanama şiddetli olabilir. Karın ağrısı ve kistten şiddetli kanama acil müdahale, yoğun bakım ve ameliyat gerektirir. Kistler çok çeşitlidir. Ameliyatla çıkarılan kistlerin patolojik-mikroskopik incelenmesi ile kesin tipi belli olur. Over kistleri ve tümörleri cerrahi olarak çıkartılarak veya içindeki sıvı boşaltılarak tedavi edilir ancak kisti boşaltmanın tekrarlama riski vardır. İyi huylu tümörlerde ve kistlerde ameliyat sırasında overin korunması ve çıkarılmaması ana amaçtır. Kötü huylu tümörlerde ise tümörün yayılımına göre tek taraf over veya diğer organlarda çıkartılabilir. Ayrıca bölgedeki lenf bezleri de hastalığın yayılımına göre çıkartılabilir.

Bu operasyon genel anestezi altında, bir çocuk cerrahisi uzmanı tarafından ameliyathanede gerçekleştirilir. Çoğunlukla kapalı (laparoskopik) cerrahi yapılır. Büyük bir ameliyat kesisi yerine küçük kesilerden karın içine yerleştirilen kamera ve aletlerle ameliyat tamamlanır. Bazı durumlarda açık cerrahi yapmak veya kapalı ameliyattan açık cerrahiye geçmek gerekebilir (%3-5 hastada). Özellikle daha önce karın içi ameliyat geçirmişse cerrahi açık olarak yapılabilir. İşlem genellikle uygulama yapılacak bölgenin temizliği ile başlar. Açık cerrahi işleminde, göbeğin altından pfannenstiel ya da sezaryen insizyonu denilen yaklaşık 8-10 cm’lik bir cerrahi kesi ile karın katmanları kesilir ve karın açıldıktan sonra kist veya tümör total olarak komşu organlara zarar vermeden çıkartılır. Laparoskopik eksizyon işleminde ise göbek deliğinden, karın karbondioksid gazı ile doldurulduktan sonra trokar adı verilen borunun içinden çubuk şeklinde bir kamera sokularak, karnın içindeki görüntü televizyon ekranına verilir. Bu şekilde yapılacak işlemler ve cerrahi aletler için iyi bir görüş olanağı ve hareket imkanı sağlanmış olur. Karından iki veya duruma göre üç adet daha küçük boru yerleştirilir ve içinden çubuk şeklinde cerrahi aletler içeriye sokulur. Cerrah bu esnada karnın içindeki organları, kullandığı aletleri ve yaptığı tüm işlemleri ekrandaki görüntüden izleyip ameliyatı gerçekleştirir. Kamera her an görüntüyü büyüterek, istendiği gibi ekrana yansıtarak cerrahın görüş açısını en üst seviyeye taşır. Bunun için laparoskopik kist veya tümör eksizyonu, açık olarak yapılan eksizyondan daha üstün bir yöntemdir. Gerekli görüldüğü takdirde ameliyatın bant kaydı alınabilir. Yapılan ameliyat sırasında önce kist ya da tümör çevre dokulardan ayrılır. Damarlar titanyum zımbalar yardımıyla kapatılır, kesilir. Ardından tümör veya kist karnın içinde serbest duruma getirilir, karına açılan deliklerden birinden çıkarılabileceği gibi kitle veya kistin çok büyük olması durumunda trokar yerlerinden birisi büyütülerek de çıkartılabilir. Yapılan işlem bittikten sonra, içeride olan gaz tamamıyla boşaltılarak, açılmış olan küçük kesiler gizli yapılan dikişlerle kapatılarak, ameliyat sonlandırılır. Akut derecede iltihapla başvuran hastalarda ya da uzun zamandır iltihabı bulunan hastalarda yapılan ameliyat daha zor olmaktadır.

Hastaların genel durumu, kitlenin diğer organlarla ilişkisi, anatomik varyasyonları, ameliyatı yapan doktorun tecrübesi ameliyatın gidişini etkilemektedir. Ameliyat yaklaşık olarak 60-180 dakika arasında devam eder. Başarı şansı ise hastadan hastaya değişmekle birlikte %95-100’dür. 

Operasyon sonrası hastada şikayetlere neden olan kitle vücuttan uzaklaştırılmış olacak ve olası over torsiyonu, kistin patlaması, kist içine kanama, tümörün büyümesi ve yayılması gibi gelişebilecek durumların önüne geçilmiş olacaktır. 

Tedavi edilmeyen olgularda, over torsiyonu (yumurtalığın sapı ekseninde dönmesi), kistin patlaması ve hastada akut karına sebep olması, kist içine kanama, tümörün büyüyerek diğer organlara bası yapması ve kötü huylu tümörlerde uzak organlarda metastaz gibi hayati tehdit edebilecek riskler söz konusu olabilir. 

 Bu hastalıkta ameliyat dışı bilinen bir tedavi yoktur, bazı durumlarda hastaların eğer şikayeti yoksa uzun yıllar takibi yapılabilmektedir. Ayrıca bazı özel kist türlerinde hormonla tedavi denenebilir. Ancak bu alternatifler %100 başarı sağlamaz, hastada tekrarlayan karın ağrısı atakları, basıya bağlı şikayetler, torsiyon ve metastaz olasılığına açık kapı bırakmaktadır.